yapışık

yapışık
s.
1. 贴在…上的, 粘在…上的; 粘连在一起的: duvara \yapışık 贴在墙上的 kaderleri \yapışık olan 共命运的 \yapışık ikizler 连体的双生子 zarfa \yapışık pullar 贴在信封上的邮票
2. 缠磨人的, 纠缠不休的; 胡搅蛮缠的, 死气白赖的: \yapışık adam 纠缠不休的人
3. 粘的, 有粘性的: \yapışık madde 粘性物质

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • yapışık — sf., ğı 1) Bir yere yapışmış olan Zarfa yapışık pullar. 2) Fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan 3) mec. Sürekli bir arada bulunan Yapışık hemşireler gibi dünyaya beraber gelmişlerdi. H. C. Yalçın 4) Dokunan, değen Lavabonun duvara… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yapışık çeneliler — is., ç., hay. b. Çengel çeneliler …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • LASIK — Yapışık, yapışmış olan. Yapışıcı, yapışkan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İLTİSAK — İki uzvun birbirine yapışık olması. * Bitişmek. Yapışmak. Kavuşmak. Yapışık olmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Аху Тугба — Ahu Tuğba Имя при рождении: Tuğba Çetin Дата рождения: 3 мая 1963(1963 05 03) (49 лет) Место рожден …   Википедия

  • atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bırakmak — i 1) Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak 2) nsz Koymak Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı. T. Buğra 3) Bir işi başka bir zamana ertelemek Gezmeyi haftaya bıraktık. 4) Unutmak Acaba eldivenlerimi nerede bıraktım? 5) Bulunduğu yeri veya durumu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bitik — sf., ği 1) Yorgunluk veya hastalıktan gücü kalmamış Ne bitik, ne cılız işitilmiyor bile. P. Safa 2) Durumu kötü, fena Hoşa gitmeyen cilvelere kalkarlarsa hâlimiz bitiktir. H. Taner 3) hlk. Yapışık, dolaşık, ekli …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çatak — is., ğı 1) İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı Karakaçanı, Armutdere çataklarında bu Bozdayı tepelediydi. M. Ş. Esendal 2) sf. Yapışık, ikiz (meyve) 3) sf. Kavgacı Birleşik Sözler çatak bayrak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çeneli — sf. 1) Çenesi olan 2) mec. Çok konuşan, çenebaz Birleşik Sözler çengel çeneliler yapışık çeneliler …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çengel çeneliler — is., ç., hay. b. Çeneleri gaga biçiminde uzamış ve tam kemikleşmemiş balıklar takımı, yapışık çeneliler …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”